Menu
- +1 (123) 456 7890
- info@example.com
- Mon - Fri: 08:00 - 21:30
Gündelik ve ticari hayatın akışı içerisinde alacak-borç ilişkileri sıklıkla ortaya çıkmakta ve kimi zaman alacak tahsili için hukuki imkanlara başvurulması gerekmektedir. Bu hukuki imkanlar, alacak-borç ilişkisinin niteliğine göre farklılaşabilmektedir. Bu anlamda arabuluculuğa başvurmayı gerektiren hukuki uyuşmazlıklar, tahkim yoluyla çözülmesi gereken hukuki uyuşmazlıklar ve dava yoluyla çözülmesi gereken hukuki uyuşmazlıklar olduğu gibi; doğrudan icra ve iflas süreçlerinin işletilebileceği hukuki durumlar da söz konusu olabilir.
Örneğin; çek, bono ve poliçe olarak karşımıza çıkan kambiyo senetleri ile ödemesi vaat edilmiş bir borç için, doğrudan icra/iflas takibi başlatmak en doğru yol olacaktır. Ancak örneğin; işçilik alacakları için doğrudan icra/iflas sürecine girişilmesi doğru değildir, zira işçilik alacaklarının kanıtlanması ve teknik olarak hesaplanması için öncelikle arabuluculuk süreci yürütülmesi, bu yol ile anlaşılamaması halinde dava açılması gerekmektedir.
Sözleşmeden, haksız fiilden veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı bir uyuşmazlıkta, dava yoluna başvurmaksızın icra/iflas takibi başlatılması da tercih edilebilir bir yoldur. Ancak, böyle bir durumda borçlunun icra/iflas takibine itiraz etmemesi gerekir. Borçlunun icra/iflas takibine itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davası açılması veya şartları varsa itirazın kaldırılması imkanına başvurulması gerekmektedir.
Yukarıda açıklananlar ışığında; hangi uyuşmazlık için icra/iflas takibi yoluna gidilmesi, hangisi için diğer yollara başvurulması gerektiği konusunda uzman avukat görüşüne başvurulması oldukça önemlidir. Firmamız, icra ve iflas hukuku alanında uzman avukatlarıyla alacak ve borçlarınızın icra süreçlerini ve olası iflas süreçlerini titizlikle takip etmektedir.
İcra ve İflas Takibi Alanında Verdiğimiz Bazı Hizmetler:
Kesinleşmeden İcra Edilemeyecek Kararlar